top of page

Divan Edebiyatı ve Nazım Biçimleri

  • Alper Gökırmak
  • 21 Mar 2016
  • 6 dakikada okunur

Divan Edebiyatı

Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra meydana gelen yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında gelişmiştir. Bu etki, Arapca ve Farsça sözcüklerin Türkçeye girmesinin yanı sıra, bu dillerin anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle de kendini gösterir. Bu edebiyata Divan edebiyatı denmesinin sebebi, şairlerin şiirlerini divan denen el yazması kitaplarda toplamış olmalarıdır.

Divan edebiyatının ilk örnekleri 13. yüzyılda verilmiştir. Bu edebiyatın ilk ürünlerini veren Mevlana Celaleddini Rumi bütün yapıtlarını Farsça yazdı. Aynı yüzyılın bir başka büyük şairi Hoca Dehhani’ydi. Horasan’dan gelip Konya’ya yerleşen Dehhani, özellikle İranlı şair Firdevsi’nin etkisinde şiirler kaleme aldı. 14. yüzyılda Konya, Niğde, Kastamonu, Sinop, Sivas, Kırşehir, İznik, Bursa gibi kültür merkezlerinde şairler ve yazarlar Divan edebiyatının yeni örneklerini verdiler. Bunların çoğu kahramanlık hikâyeleri, öğretici, eğitici ve dinsel yapıtlardı.

Bu arada İran edebiyatının konuları da Türk edebiyatına girmeye başladı. Mesud bin Ahmed ile yeğeni İzzeddin’in 1350′de yazdıkları Süheyl ü Nevbahar, Şeyhoğlu Mustafa’nın 1387′de yazdığı Hurşidname, Süleyman Çelebi’nin (1351–1422) Vesiletü’n-Necât başlığını taşımakla birlikte Mevlid adıyla bilinen ünlü yapıtı, İran edebiyatının etkisiyle yazılmıştır. Divan edebiyatı, özellikle şiir alanında en parlak dönemini 16. yüzyılda yaşadı. Bâkî ve Fuzuli Divan şiirinin en iyi örneklerini verdiler. 17. yüzyıla girildiğinde Divan edebiyatının ulaştığı düzey, İran edebiyatınınkinden geri değildi. Şairler, şiirlerinde “fahriye” denen ve kendilerini övdükleri bölümlerde şiir ustalığının doruğuna çıkmışlardı.

19. yüzyılda Divan edebiyatı artık gözden düşmüş ve eleştiri konusu olmuştu. İlk eleştiriyi getiren Namık Kemal’di. Tanzimat’la birlikte Türk edebiyatında Batı etkisinde yeni biçimler, konular denenmeye başlandı.Divan edebiyatı böylece önemini yitirmekle birilikte, Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı, Türk edebiyatının aruz ölçüsüyle son şiirlerini yazdılar.

Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri

GAZEL:Özellikle aşk, güzellik ve içki konusunda yazılmış belirli biçimdeki şiirlere denir. Beyit sayısı genellikle 5-9 arasında değişir. Gazelin ilk beyti mutlaka kendi arasında uyaklı olur.Bu ilk beyte “matla”, son beyte ise “makta” adı verilir. Bir gazelin en güzel beytine “beyt-ül gazel”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “mahlas beyti” denir. Beyitleri arasında anlam birliği bulunan gazele “yek-âhenk”, aynı güç ve güzellikte beyitlerden oluşan gazele de “yek-âvâz” gazel adı verilir.

HASRET...HASRET Gönlüm açılır zülf-i perişanını görgeç Nutkum tutulur gonce-i handanını görgeç Ra'nalık ile kamet-i şimşadı kılan yad Olmaz mı hacil serv-i hıramanını görgeç Çok aşka heves edeni gördüm ki hevasın Terk etti senin aşık-ı nalanını görgeç Naziklik ile gonce-i handanı eden zikr Etmez mi haya la'l-i dür-efşanını görgeç Sen hal-i dilin söylemesen n'ola Fuzuli El fehm kılar çak-i giribanını görgeç

KASİDE:Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlerdir. En az 31, en çok 99 beyitten oluşur. Kasidenin en güzel beytine “beyt-ül kaside”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “taç-beyt” adı verilir.Arapça 'ksd' kökünden gelir ve 'kasıtlı yazılan şiir' olarak bilinir.Uyak düzeni aa - ba - ca - da - biçimindedir.

Kasidenin bölümleri

Kaside Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevâdır İnsâfı değildir anı dünyâya değişmek Gülzârıların cennete teşbîh hatâdır İstanbul'un evsâfını mümkün mü beyân hiç Maksûdı hemân sadr-ı kerem-kâra senâdır Ez-cümle Nedîmâ kulun ey Âsaf-ı devrân Müstağrak-ı lütf u kerem ü cûd u atâdır NEDİM

Rubai:Aruz ölçüsüyle yazılır. Birimi 4'lüktür. 4 dizelik (mısralık) bir Divan Edebiyatı nazım biçimidir. Rubailerde birinci, ikinci, dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize ise serbesttir. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir. İki beyitlik kıtalar biçiminde yazılmış rubailer de vardır. Her dizesi birbiriyle uyaklı rubailere "rubai-i musarra" ya da "terane" adı verilir. Rubainin,aruzun hezec bahrinden 24 kalıbı bulunur. Bunlardan; mef'ûlü birimiyle başlayan 12 kalıba "ahreb", mef'ûlün birimiyle başlayan öbür 12 kalıba da "ahrem" denir. Kalıpların sonu "fâül" ya da "fa" birimiyle biter.

Rubainin her dizesi ayrı bir ölçüde olabildiği gibi, dört dizesi de aynı ölçüde olabilir. Türk divan şiirinde daha çok ahreb kalıbına rastlanır. Rubailer genellikle mahlassız şiirlerdir. Ve divan şairlerinin divanlarının sonunda rubaiyyat başlığı altında sıralanırlar. Bu türün tartışmasız en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.

Gördüm seni elden ihtiyârum gitdi Bakdum kadüne sabr u karârum gitdi Hâk oldum ü her yana gubârum gitdi El-kıssa kapunda i'tibârum gitdi

(Fuzulî)

Şarkı:Divan şiirine Türkler tarafından katılmış bir nazım şeklidir. Besteyle okumak için yazılmıştır. Bestelenmek amacıyla yazıldığı için 3-5 dörtlük arası değişir. Yeni edebiyatımızda Yahya Kemal Beyatlı, bu türü ustalıkla kullanmıştır. Aruz ölçüsünün her kalıbı kullanılır. Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir. Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bentlerden de oluşabilir. Üçüncü dizeye miyan, dördüncü dizeye nakarat denir. Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. Lale Devri'nin en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.

Müzikte, türkünün karşıtı olarak, Şarktan gelen, doğuya ilişkin, özgü, tarzında anlamında kullanılır.

Dörder mısralık 2-5 bendden meydana gelir. Birinci bendin 2. ve 4., öbür bendlerin yalnız sonuncu mısraları hiç değişmeden tekrarlanır.

Şarkının ilk örneklerine, Divan edebiyatında, 11. yüzyılda rastlanır. Bu edebiyatta şarkı özellikle 18. yüzyılda, Lâle Devri'nde çok gelişmiştir. Divan edebiyatının en büyük şarkı şairi Nedim'dir. Halk edebiyatında da şarkı türünde eserler veren şairler yetişmiştir.

Şarkı'nın Özellikleri

  • Dört dizelik bentlerden oluşur.

  • Şarkının uyak düzeni şöyledir: abab, cccb, dddb...

  • Tekrarlanan dizeye nakarat denir.

  • Eğer bendin son dizesi aynen tekrarlanırsa buna murabba-i mütekerrir denir.

  • Bent sayısı 2-5 arasında değişir.

  • Felsefi konular ve aşk konusu işlenir.

  • Şair son dizede mahlasını kullanır.

Sevdigüm bir hûb sadâdur Mâ'il-i zevk u safâdur Kârı uşşâka vefâdur Meşrebümce dilrübâdur

Firkati kesdi amânum Göklere çıkdı figânum Nola sevdümse a cânum Çeşm-i mahmûrı elâdur

Sen gücenme dilpesendüm Ben seni gayet begendüm Kim demiş sevmez efendüm Vâsıfa bu iftirâdur

Enderunlu Vasıf

Murabba:

Şarkı gibi dörder dizelik bentlerden oluşur.

Uyak düzeni aaaa - bbba - ccca biçiminde olur.

Bazen bu uyak düzeninin dışına çıkılarak bbba - ccca -ddda biçiminde kurulabilir.

Bent sayısı beş ile sekiz arasında değişir.

Bazı murabbalarda ilk bendin son dizesi her bendin sonundatekrarlanarak ahenk elde edilir.

Şarkıyla arasında konu farkı vardır. Bu nazım biçimindetoplumsal konulara da yer verilir. Bireysel konularda, dinikonularda yazılanları da vardır.

16. yy sanatçısı Aşki ve Fuzuli, Tanzimat sanatçısı Namık Kemal en çok murabba yazan şairler olarak bilinmektedir.

Nedendir bilsem ey bülbül figânın Açarsın ellere râz-ı nihânın Niçin hâr-ı belâdır âşiyânın Vefâ-dâr olmadı mı gül-sitânın

Dem-â-dem ney gibi efgân edersin Diken zahmıyla bağrın kan edersin Dilinle sırrını destân edersin Sana yâr olmadı mı dil-sitânın

Tenin hâkister etti nâr-ı âhın Dükenmez dâhı âh-ı subh-gâhın “ Oluptur keşf-i râz etmek günâhın Anınçin hâr-ı mihnettir mekânın

Var öğren aşk işin pervaneden sen Ki olmuş ana âteş sahn-ı gülşen Nedir bu girye vü feryâd u şiven Kokarken güllerini bûsitânın

Visâl-i nev-bahâra olma hurrem Dolu hâr-ı cefadır bâğ-ı âlem “em” tam uyak Yürü Aşkî gibi eyle dem-â-dem Duâ-yı devletin şâh-ı cihânın

AŞKİ

Muhammes:Muhammes, beş dizelik bölümler halinde söylenen nazım şeklidir.Bir muhammesin ilk beşliğindeki son dizenin, aynı beşlikteki diğer dört dize ile kafiyeli olması şart değildir. Beşlik sayısı bir kayda bağlı değildir. Bend sayısı 4-8 arasında değişir.Aruz ölçüsüyle yazılır.İlk bendin 5 dizesi birbirleriyle, sonraki bendlerin son bir ya da iki dizesi ilk bend ile uyaklıdır. Son bir ya da iki dize, her bendin sonunda aynen tekrarlanıyorsa bu muhammese"muhammes-i mütekerrir", bu dizelerin ilk bend ile yalnızca uyak yönünden uyuştuğu muhammeslere ise "muhammes-i müzdeviç" adı verilir. Muhammeslerde çoğunlukla felsefi düşünceler, tasavvuf konuları ele alınır.

Eyler ise sana bu çarh-ı felek gaddarlık Kuşanup gaddâreni göster ana cebbârlık Hatm olupdur mushaf-ı hüsnünde meh-ruhsârlık Pâdişehlerde müsellemdür sana hünkârlık Gelmedi mislün cihâna feyz olaldan varlık.

Kullanın saf saf turup şol dem ki şöhret göstere Atılup top u tufeng ftTAka lıcybet göstere Erlik oldur bekleye yirin şecâ’at göstere Pâdişehlerde müsellemdür sana hünkârlık Gelmedi mislün cihâna feyz olaldan varlık.

Bir nefesde cem-i küffârı perîşân eyledün Ceng-i tâbûrun selâtin içre destân eyledün Rûhını Sultan Murâdun şâd u handân eyledün Pâdişehlerde müsellemdür sana hünkârlık Gelmedi misliin cihâna feyz olaldan varlık.

Nev'i

Terkibi Bent:Terkib-i Bent, farklı uyaklara sahip birkaç bentten meydana gelen ve bentlerinin sonunda, uyakları aynı birer beyte sahip olan Divan edebiyatı şiir biçimidir.Yaşamdan, talihten şikâyet; felsefi düşünceler, dinî, tasavvufi konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir. Her biri beşle on arası beyitten oluşan, beş-on iki bendin bir araya gelmesiyle kurulur. Bentleri birbirine bağlayan beyte vasıta beyti denir. Vasıta beyti her bentte farklıdır. Vasıta beytinin aynen yinelenmesi durumunda ise terciibent oluşur. Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır. Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir. Türk Edebiyatında Bağdatlı Ruhî ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir. İkisi de toplumsal konularda yazmıştır.Didaktik şiirlerdir.

Sanman bizi kim şîre-i engûr ile mestiz Biz ehli harâbâtdanız mest-i Elest'iz Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk Bizi mâil-i bûs-ı leb-i câm ü kef-i destiz Sadrın gözedüp neyliyelim bezm-i cihânın Pây-ı hum-ı meydir yerimiz bâde-perestiz Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ Hâtır-şirken-i zâhid-i peymane-şikestiz Erbâb-ı garaz bizden irâğ olduğu yeğdir Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastız Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz Hem-kâse-i erbâb-ı diliz arbedemiz yok Meyhânedeyiz gerçi velî aşk ile mestiz Biz mest-i mey-i meygede-i âlem-i cânız Ser-halka-i cem'iyyet-i peymâne-keşânız

Bağdatlı Ruhi

Diğer nazım biçimleri

Tercii Bent:

Biçim yönünden terkibi bende benzer. Beyitlerle kurulur.

Uyak düzeni de aa - ba - ca - da biçimindedir.

Vasıta beyitleri de aa - bb - cc - dd; yani düz uyak biçiminde kurulur.

Bu nazım biçiminde felsefi ve dini konular daha çok işlenir.

Bent sayısı beş ile on iki arasında değişir.

Terkibi bentle ayrıca vasıta beyiti yönünden farklılık gösterir. Terkibi bentte vasıta beyitleri değişirken burada hep aynı dizeler bentlerin sonunda yinelenir.

Terbi:

Bir gazelin üzerine iki dize daha eklenmesiyle oluşan bir

nazım biçimidir.

Genellikle başkasına ait bir gazelin üzerine iki dize eklenir.

Eklenen dizeler, alınan gazele uyak, ölçü yönünden de

benzemek zorundadır.

Tardiye:

Aruzun "mefulü / mefâîlün / fa'ûlün" kalıbıyla yazılır.

Şeyh Galip bu nazım biçiminin en başarılı ismidir.

Beşer dizelik bentlerle kurulur.

Dizelerin uyak düzeni aaaab - ccccb - ddddb biçimindedir.

Tahmis:

Beşer dizelik bentlerden oluşur.

Başkasına ait bir gazelin üzerine üçer dize eklenmesiyle oluşur.

Eklenen dizeler, alınan gazelin beyitlerine ölçü ve uyak bakımından uymak zorundadır.

Taştir:

Beşer dizelik bentlerden oluşur.

Başkasına ait bir gazelin üzerine üçer dize eklenmesiyle oluşur.

Eklenen dizeler, alınan gazelin beyitlerine ölçü ve uyak bakımından uymak zorundadır.

 
 
 

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
  • Grey Instagram Icon
  • Grey Facebook Icon
bottom of page